Prof.Dr. Muhammed Emin KAFKAS

HİPERTROFİDE UYDU HÜCRELERİNİN ROLÜ

Temelde uydu hücrelerinin rolünün, iskelet kas fonksiyonu sağlığının sürdürülmesi olmasına rağmen tartışmalı bir şekilde uydu hücrelerinin egzersiz kaynaklı kas hipertrofisini kolaylaştıran bir rolü olduğu da büyük ölçüde kabul gören bir teoridir. Direnç egzersizi uygulanan araştırmalardan elde edilen bazı bulgular egzersiz kaynaklı artan hipertrofik cevabın uydu hücreleri ile ilişkili olabileceğini vurgulamaktadır. Literatürde, organizmanın büyüme faktörleri arasında uydu hücre cevabı oldukça kabul gören bir yaklaşım olarak göze çarpmaktadır. Aynı zamanda, iskelet kasının proliferasyonu kas fiberinin adaptasyonuna bağlı olduğu ve bu noktada uydu hücrelerinin çekirdeklerini kas fiberine aktararak bu süreci etkinleştirdiği de ifade edilmektedir.

MUHTEMEL HİPERTROFİ MEKANİZMALARI

Hipertrofi hem estetik hem de fonksiyonel amaçlarla fitness ve performans dünyasında arzu edilen en önemli konuların başında gelmektedir. Günümüzde hipertrofi vücut geliştirme sporu ile uğraşan amatörler/profesyoneller için planlanmış ilave kas kütlesi kazanımı ile ilişkilendirilmesine rağmen, sportif performansa olan katkılarından dolayı performans sporcuları ve genel sağlık düzeylerini korumak/geliştirmek isteyenler için de çok önemlidir. Hipertrofi (kasın enine kesit alanının büyümesi) kavramı çok eski zamanlara dayanmaktadır. Antik yunanda hipertrofi kavramı “ὑπέρ (aşırı) + τροφή (beslenme)” fazla beslenen anlamına gelmektedir. Modern tıp bilimi, hipertorfi kavramını bir organ veya dokunun parçalarının hacminin artışı olarak ifade etmektedir.

FONKSİYONEL ANTRENMAN ETKİLİLİĞİ

fonksiyonel antrenman pratiği tüm yaş guruplarında ve seviyesinde felsefesine uygun bir şekilde güvenli olarak sergilenebilecek bir antrenman pratiğidir. Fonksiyonel antrenman pratiği kendi felsefesine uygun bir şekilde uygulandığında, kazanılan güç, kuvvet, stabilite, mobilite, gibi insan vücudunun fonksiyonel gerekliliklerinin gündelik yaşam aktivitelerine doğrudan ve kolay bir şekilde aktarılmasını sağlayacaktır. Bu durumu örnekleyecek olursak, eğer bireyler daha rahat ve daha az rahatsızlık ile merdivenleri çıkma yeteneklerini geliştirmek isterlerse, merdivenleri çıkma hareketinin fizyolojik ihtiyaçlarını taklit edecek şekilde kasları çalıştıracak antrenmanları yapmalıdırlar.

MİYOKİNLERİN (SİTOKİNLER) HİPERTROFİDEKİ ROLÜ

Son yıllarda birçok araştırma, özellikle direnç antrenmanları sonrası iskelet kasında antrenmana bağlı artış gösteren miyokin/sitokin varlığını göstermektedir. Bugün kullanılan miyokin terimi, 2003 yılında kullanımını öneren Dr. Bente Klarlund Pedersen ve çalışma arkadaşlarına atfedilmektedir. Literatür incelendiğinde ilk tanımlanan miyokinin “miyostatin”olduğu görülmektedir. Ancak, kas kasılmasına cevaben kan dolaşımına sekresyonu olan ilk miyokinin interlökün 6 (IL-6) olduğu tespit edilmiştir. Sitokinler, hücre içi ve arası iletişim (signalling) için son derece önemli küçük yapılı proteinlerdir. Sitokin salınımı etrafındaki hücrelerin davranışları üzerinde etkilere sahiptir. Ayrıca, sitokinlerin bağışıklık düzenleyici ajanlar olarak otokrin (kendi kendine sinyal gönderen) sinyalizasyon, parakrin (yerel etkili hormon, etrafındaki diğer küçük hücrelere sinyal gönderen) ve endokrin (yakın ve hedef hücrelere sinyal gönderen) sinyalleme gibi fonksiyonları olduğu ifade edilmektedir (Pillon ve ark., 2013; Pistilli ve Quinn, 2013). Egzersizin iskelet kası içinde bulunan bu sitokinlerin sentezini arttırdığı da bilinmektedir.

HİPERTROFİ: HORMONAL YANITLAR (IGF-1 VE GROWTH HORMON)

İnsülin benzeri büyüme faktörü 1 (IGF-1) adından da anlaşılacağı üzere yapısal olarak insüline benzeyen homolog (yüksek seviyede dizilim benzerliği) bir peptiddir (amino asitlerin birbirine bağlanması ile oluşan kısa bileşikler). Doğadaki en önemli memeli anabolik hormonu olarak gösterilmektedir. Vücut için bütün olarak temel anabolik tepkiyi ürettiği düşünülmektedir ve mekanik yüklemeye tepki olarak güçlenmiş etkiler göstermektedir. IGF-1 alıcıları harekete geçmiş uydu hücrelerde, yetişkin kas lifindeki, Schwann hücrelerinde bulunmaktadır.IGF-1 hücre içi sinyallemeyi birden fazla yol kullanarak gerçekleştirebilmektedir. IGF-1’ in kullandığı bu farklı sinyalleme yolları hem anabolik hem de anti-katabolik etkiler oluşturarak kas üzerinde doku büyümesini teşvik edebilmektedir (Rommel ve ark., 2001; Sandri, 2008). Literatürde bir in vitro  araştırmada (laboratuvarda veya yapay koşullarda) IGF-1’ in protein sentezini, protein yıkımı inhibisyonunu, miyotüp çapını (kas proteinini oluşturan temel hücreler) ve miyotüp  çekirdek sayısını teşvik edebilmektedir (Harridge, 2007). Ancak, tüm bu anabolik özelliklerine rağmen egzersiz kaynaklı kas hipertrofisi için IGF-1 reseptör fonksiyonunun gerekli olmadığı da ifade edilmektedir (Spangenburg ve ark., 2008). Mekanik bir yük sonrası protein translasyonunu (amino asit zinciri veya polipeptid sentezi süreci) başlatılması ve gerekli sinyal iletimini aktive etmek için ihtiyaç duyulan PI3K/Akt (hücresel fonksiyonların yerine getirilmesi için gerekli olan başlıca sinyal) yolağının güçlü bir efektörü IGF-1’ dir.